24 Ocak 2012 Salı

sözlü tarih



                     -kuruluş-

kendini kucaklamaya ezber bir suç boğdu
bu
tırnağını dudağına aşık eden
ilk es idi sanki
       ki ruja kan bulaşmamış saatlere solukluydu
parmak aralarında çarşaf
akşamdan kalma bir dumanı öper kadar
boş yastık
ve kekelemeyi bile becerememiş gözler
üzerinde diş izleri olan bir bardağa kandı
 
                                                                   yuvarlanmak
 
           -yükseliş-


üşüyordu
yabancı bir alfabede tanıdık bir eğri
gözlerinde
pencereyle sokak arasındaki gölgeler
hiç'den korkmuş
kum kokularıyla kırılıyordu
ve yerleşik ellerim
ege'den
       ki kirpiklerine değin tuzdular
güz tayları bekliyordu
 
                                                                   yakalanmak
 
              -fetret-
 
kışa yakışmadı us
üstünü başını örttü
doku ak-tı
gitmek isteyenin gidemeyişi 
 döküldü kahve
ten, duman, tüy
kar titredi
sesiz bir aşkın serserilere kuytulanışı
susuverdi şaraba
      ki sokak! ayalarını öptüğüm...
çok fena yaprak döktü
 
                                              kilitlenmek
 
                     -çöküş-

bu kente gelemeyen bir trenin hüznü içimdeki
bir çay daha için
ertelenmiş intiharlar
ve talihimin arsız
yara rengi gözleri
sen.
şu doğuramadığım
 
susturamadığım
            su damlası
                          ki en çok yosundan umduğum
yakalayamadığım
            şiir tay
                          aslım topraktı oysa
ve kilitleyemediğim
           göçebe dudaklarım
                            susamış morlar ülkesi
dahi yuvarlanışım
            zaman
hangi tarih affeder ki
sininde mermere kesmiş aşkın
seviş(il)memiş dizelerini,
hangi tarih
ege’yi
                                                                              Moria Pia 
                                                                              2004    Çanakkale

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

UZUN SAP

Sol ayağıma de ki Delile… I.                      PERDELİ sen bana dokunduğunda Venedik’te bir çan zincirlerinden boşalıp sokaklarda ...