7 Ocak 2018 Pazar

UZUN SAP

Sol ayağıma de ki Delile…
I.                     PERDELİ
sen bana dokunduğunda Venedik’te bir çan zincirlerinden boşalıp sokaklarda
bilekleri çalınmış bir rakkase dirseğe ve şaraba doymuş o masalarda
aldığının son nefes olduğunu bilen derviş sarılıp o nefese yataklarda
dövüle dövüle aklolmuş demir daldırıldığı o buz gibi sularda
ah demeliydi
en el aşk!
sen bana dokunduğunda imrozda bir kaldırım taşı çalmalıydı kapımı
mayalanmış notalardan şaraplar satmalıydı mendilciler cami kapılarında
sen bana dokunduğunda pencere pervazlarına değen tüm ağaç dalları gibi sarsılmalıydı dünya
gözünden kirpiğime değen ışık ile sallamalıydı kazmaları madenciler
göğüs kafeslerimiz birleştiğinde dünyanın bütün zindanlarında isyan
ben seni öptüğümde oruçlar tok, tüm açlar hepten İsa
sen beni öptüğünde tüm isyanlar dokuz sekiz
sen içimde sanki lâdik semahı
ben dışında portakal kokusu
içim dışım hep ellerin
için dışın kan beyaz
için
için
için
hep durdum senin için

II.                   PERDE

şimdide kesilecek bir bilek dileniyorum
bütün damarlarım sende
ağrıyacak bir baş şiirle tütsülü
aş ile  sırtlanıp çalınacak kapılar gündüzlerden uykular
kirli halıda uyutulmuş ağrılar dileniyorum biraz aydınlık bir yer gözü boyalı tırnaklar
kes ellerimi kes ki kanım dayansın kes de şarap yaransın
öldür beni razıyım çünkü öptüm seni öptüm bir sende öpmeler sen de öp beni
ah öptüm seni ah öptün beni
kapkara öpüşmeler
ah!
minel aşk?
ben seni öptüm
 sahi sen niye öptün?
daha taşlanacak aynalar haklanacak kavgalar düşkünce yollar daha oturulacak kapılar
sokaklarda yosmalar ki ellerinden tutasın baştan ayağa yaralar daha mayalanmış notalar
otuzlarda pastalar can dili sarılmalar kazanlarda helvalar
hadi ben kap kara öptüm seni
sen başı bozuk öykülerin yolcusu
ben ki omzunda dünya üreten aklına beştaş dünyaya kedi getiren
sen bir ömür sahi yolcusu
sahi
sah
ah!


III.                 PERDESİZ
şimdi çıbanların orta yerinden kaçma telaşındayım
başkalarının aşlarında başlayan hayatlardan başkalarının aşklarından o çiğ düşmüş arzulardan
şimdi hem sana  biçtiğim kara bana biçtiğin ala kaftanı yakma telaşındayım
hem parmak izlerini yakma otobüsleri izmaritleri avuçlarımdaki terleri bir garip ferideyi
şimdi bir şiiri örmek şiiri kurutmak şiiri pişirmek
bir şiiri giyinmek telaşındayım
kalu bela!
gidiştik yastıklarda izine baktım, sokaklarda sırtına, aklımda mırıltına,
gidiştik masalarda kül ıslak camlarda hicran tasalarda bir fincan
hep adıma baktım ağzındaki adıma sözlükteki adıma içindeki ağrıma
ah!
şimdi artık gel
belki taşlar buna hazır pervazdaki ağaçlar madenlerde işçiler
açlar buna muhtaç rakkaseler asiler
karanlık olmadan dilim küfre dolanmadan küller buz olmadan güneş kurumadan ağlamadan
gel ki geceye uykuyla değil yumruk  ile karşı duralım
sen buradayken kopsun tufan topuk sesimde yer eğrilsin ağrı yine bir dağ olsun yüreklerimizde
gel yakılan tüm kitaplar ezberimizde evler çocuklar şehirler katırlar ellerimizde
gecenin dürüstlüğü ellerimizde
ellerimiz ceplerimizde ellerimiz ellerimizde
sen ki çığlığından taş pişirdiğim
ben ki hüznümden hüzzam devşirdiğin
cennet diyende
gel post serelim bu cinnet dairesine


1 yorum:

  1. Okudum. Okudum. Bir daha okudum. Anlam bir portakal kokusunda kaldı durdu.
    Durdum. Durdum. Bir daha durdum. Içim dışım bir simdi.
    Muhteşem. ..

    YanıtlaSil

UZUN SAP

Sol ayağıma de ki Delile… I.                      PERDELİ sen bana dokunduğunda Venedik’te bir çan zincirlerinden boşalıp sokaklarda ...