Sol ayağıma de ki Delile…
I.
PERDELİ
sen bana dokunduğunda Venedik’te bir çan zincirlerinden
boşalıp sokaklarda
bilekleri çalınmış bir rakkase dirseğe ve şaraba doymuş o
masalarda
aldığının son nefes olduğunu bilen derviş sarılıp o nefese
yataklarda
dövüle dövüle aklolmuş demir daldırıldığı o buz gibi sularda
ah demeliydi
en el aşk!
sen bana dokunduğunda imrozda bir kaldırım taşı çalmalıydı
kapımı
mayalanmış notalardan şaraplar satmalıydı mendilciler cami
kapılarında
sen bana dokunduğunda pencere pervazlarına değen tüm ağaç
dalları gibi sarsılmalıydı dünya
gözünden kirpiğime değen ışık ile sallamalıydı kazmaları
madenciler
göğüs kafeslerimiz birleştiğinde dünyanın bütün
zindanlarında isyan
ben seni öptüğümde oruçlar tok, tüm açlar hepten İsa
sen beni öptüğünde tüm isyanlar dokuz sekiz
sen içimde sanki lâdik semahı
ben dışında portakal kokusu
içim dışım hep ellerin
için dışın kan beyaz
için
için
için
hep durdum senin için
II.
PERDE
şimdide kesilecek bir bilek dileniyorum
bütün damarlarım sende
ağrıyacak bir baş şiirle tütsülü
aş ile sırtlanıp
çalınacak kapılar gündüzlerden uykular
kirli halıda uyutulmuş ağrılar dileniyorum biraz aydınlık
bir yer gözü boyalı tırnaklar
kes ellerimi kes ki kanım dayansın kes de şarap yaransın
öldür beni razıyım çünkü öptüm seni öptüm bir sende öpmeler
sen de öp beni
ah öptüm seni ah öptün beni
kapkara öpüşmeler
ah!
minel aşk?
ben seni öptüm
sahi sen niye öptün?
daha taşlanacak aynalar haklanacak kavgalar düşkünce yollar
daha oturulacak kapılar
sokaklarda yosmalar ki ellerinden tutasın baştan ayağa
yaralar daha mayalanmış notalar
otuzlarda pastalar can dili sarılmalar kazanlarda helvalar
hadi ben kap kara öptüm seni
sen başı bozuk öykülerin yolcusu
ben ki omzunda dünya üreten aklına beştaş dünyaya kedi
getiren
sen bir ömür sahi yolcusu
sahi
sah
ah!
III.
PERDESİZ
şimdi çıbanların orta yerinden
kaçma telaşındayım
başkalarının aşlarında başlayan
hayatlardan başkalarının aşklarından o çiğ düşmüş arzulardan
şimdi hem sana biçtiğim kara bana biçtiğin ala kaftanı yakma
telaşındayım
hem parmak izlerini yakma
otobüsleri izmaritleri avuçlarımdaki terleri bir garip ferideyi
şimdi bir şiiri örmek şiiri
kurutmak şiiri pişirmek
bir şiiri giyinmek telaşındayım
kalu bela!
gidiştik yastıklarda izine
baktım, sokaklarda sırtına, aklımda mırıltına,
gidiştik masalarda kül ıslak
camlarda hicran tasalarda bir fincan
hep adıma baktım ağzındaki adıma
sözlükteki adıma içindeki ağrıma
ah!
şimdi artık gel
belki taşlar buna hazır
pervazdaki ağaçlar madenlerde işçiler
açlar buna muhtaç rakkaseler
asiler
karanlık olmadan dilim küfre
dolanmadan küller buz olmadan güneş kurumadan ağlamadan
gel ki geceye uykuyla değil yumruk
ile karşı duralım
sen buradayken kopsun tufan topuk
sesimde yer eğrilsin ağrı yine bir dağ olsun yüreklerimizde
gel yakılan tüm kitaplar
ezberimizde evler çocuklar şehirler katırlar ellerimizde
gecenin dürüstlüğü ellerimizde
ellerimiz ceplerimizde ellerimiz
ellerimizde
sen ki çığlığından taş pişirdiğim
ben ki hüznümden hüzzam devşirdiğin
cennet diyende
gel post serelim bu cinnet
dairesine
Okudum. Okudum. Bir daha okudum. Anlam bir portakal kokusunda kaldı durdu.
YanıtlaSilDurdum. Durdum. Bir daha durdum. Içim dışım bir simdi.
Muhteşem. ..