IX
ne zaman kentler kurdu
bu dağınık sohbetler
tutuşmuş dizelere sürttüğüm dizlerimden
yangınlar ve kavgalar verecektir rengini
verecektir bir renktir tutuşanlar
ve eller
ahşap çatılarda geriniyor gölgemiz
mutlaka ki tahammül ağlamalar ve sesler
tenimde bıçak gibi sen
sen gibi bıçak
bırak!
kaç bin kez daha yarına doğrulacak
Ohrid
Vltava ve ben
de ki Sadik[1]
ayakta doğurduk sandık ki ağrıyacak
koynumda bitli tarih
yazılar bir renk
varak
ne zaman sohbetimiz
saçlarımda bir hayal
bağdaş kahkahalarımda kırılan şu topuklar
milatlar sonlar ve ilkler serecektir kendini
aşkın mafsalına şerh olan o kıymıklar
sel altında
Pangea[2]
boğuluyor izimiz
ahmakça bir tahayyül zenginlikler ve bentler
boğazında yelken gibi
ben
ben gibi sende iken
tut ki
o aklındaki
benim omzumdan kaymayacak
kuytularda ölürdüm
dedim ki çağlayacak
taşa sardım
çatladın
boyun ver
dağla
dağla
bırak!
aşk ağzımda ağgın bir nar gibi çatlayacak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder