tekinsiz
bir hıçkırığa lakin Serhat’a…
tırnağına öykünüp en
tekinsiz yerlerimi yalıyorum
zaman beni ben
yapabilir
ıslaklığa sarınıyorum güvenli, dil buna değiyor
beni
zaman ben yapabilir
en çok diyorum iki kadın kıskandım
ben
zamanla bunu yapabilirim aslında
o sabaha kat’a uyanmıyorum zoraki,
dantellerden ve altın varaklı vazolardan nefret etmiyorum hiç
sin tozlarını
sulamıyorum etten ne ala
zaman bir zorlayabilir
ecele naçar korkular büyüyor
zaman
hep ölebilir
çoklukta öpülmüş bir elin eşiğine takılıveriyor sevişme
ölünebilir bir zamanda
doğulabilir
şu fotoğraf delildir delirmeye
zamanla boyanabilir
sana bu şiiri hiç yazmıyorum oysaki
rakılardan, vapurlardan
habersizim ne ala
ne yere ne göğe ve leğenlere sığdırmıyorum bedenleri
gördüğün
her şeye tapılabilir
sanırım seni seveceğim
doğarken
korkulabilir
korkarım parmaklarımı yalayacağım anların var
korkarken
kananabilir
damağımdaki şarabın tüyleri sığınak yeniden görmeye
zaman korkuyla
onanabilir
“ah an!” diye bağırabilir bir kadın
kediler ve berduşlar
idam edilebilir
“ayalarını öptüğüm!”
bir ölüm zamanı doğurabilir
10.01.2012
YASAKMEYVE DERGİSİ 2012 HAZİRAN